Sosyal ağlar. Radikal sağ demokrasiyi tehdit ediyor

Bir grup araştırmacı, sosyal medyada yayılan radikal sağcı dezenformasyonun seçim kampanyaları sırasında demokrasiye ve demokratik çoğulculuğa olan güvene yönelik riskleri konusunda uyarıyor.
ISCTE'nin iletişim bilimleri çalışma merkezi MediaLab'ın, 18 Mayıs yasama kampanyası üzerindeki dezenformasyonun etkisine ilişkin hazırladığı nihai raporda, Ulusal Seçim Komisyonu (CNE) ile Lusa ajansının da katılımıyla yapılan ortaklık sonucunda varılan sonuca yer verildi.
Araştırmacılar, göç veya yolsuzluk gibi tespit edilen yanlış bilgi anlatılarının, "radikal sağla bağlantılı aktörler ve ağlar" tarafından teşvik edilen "demokratik güvenin sistematik olarak aşınmasına" işaret ettiğini yazıyor.
Ve seçim kampanyası sırasında sosyal medyada “tüketilen” ve yorumlanan göç, yolsuzluk, güvenlik veya İslamlaşma gibi konuların “demokratik düzenin meşruiyetini ortadan kaldırma” mantığına katkıda bulunduğu uyarısında bulunuyorlar.
Göçmenleri "araçsallaştırılmış bir kitle, kurumları ele geçirilmiş ve geleneksel partileri [PSD, PS, CDS] 50 yıllık bir saçmalığın suç ortakları olarak sunarak, yalnızca 'sistemin dışındaki' bir gücün gerçeği söyleyebileceği ve ülkeyi kurtarabileceği ikili ve kutuplaşmış bir siyaset vizyonu inşa ediliyor" diye ileri sürüyorlar.
Şimdi, "yanlış bilgilendirme, basitleştirme ve duyguyla desteklenen bu anlatı, sivil alanı zayıflatan ve demokratik çoğulculuk ilkelerine meydan okuyan, harekete geçirici ve radikalleştirici bir işlev görüyor" sonucuna varıyorlar.
MediaLab, CNE ve Lusa tarafından yürütülen ve nihai raporu yayınlanan bu proje için araştırmacılar tarafından çevrimiçi araçlar kullanılarak sosyal ağlar Facebook, Instagram, X, Tiktok ve Youtube üzerinden veri toplandı.
Sosyolog Gustavo Cardoso, seçim öncesi dönemde sosyal medyada ve internette dolaşan dezenformasyon ve içerikleri değerlendirmeye yönelik projenin koordinatörüydü. MediaLab ekibinde ayrıca José Moreno, Inês Narciso, Paulo Couraceiro ve João Santos da yer alıyor.
observador