‘Başımıza icat çıkarsana’

Verda Özer / [email protected]
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2025 07:00
Bizler ‘Başımıza icat çıkarma’ diye diye büyütülmüş nesilleriz. Farklı düşünen, alışılagelmiş kalıpların dışında fikirler üretenler neredeyse kabul görmüyor bu topraklarda. Bu da hepimizin yaratıcılığını öldürüyor. Basmakalıp düşüncelerle otomatik pilotta yaşamamıza sebep oluyor.
Hele bu dönem, bu durum çok daha kötü. Çocuklar, gençler artık sabah gözlerini açtıkları andan itibaren ellerinde telefon, karşılarında bilgisayar ekranıyla yaşıyorlar. Dolayısıyla tüm dikkatleri sürekli ‘dışarıda’. ‘İçeriye’ neredeyse hiç bakmıyorlar. Özgün fikirlerini gitgide daha da kapatıyorlar. Ne yapmak istiyorlar, bu dünyaya hangi değeri katabilirler ve bu neden önemli diye sorgulamıyorlar. Kendileriyle ve çevreleriyle bağ kurmayı neredeyse unuttular.
Dünya için yarışıyorlar
Dolayısıyla bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz şey bu: Özgürce düşünen, kendi özgün fikirlerinin farkına varan ve böylelikle kendine has özelliklerini, farklılıklarını bu yaşama katan gençler.
Çok şükür ki bu amaca yönelik bir şeyler yapan birileri var: Dünyanın önde gelen enerji şirketlerinden, 1923’ten bu yana da Türkiye’de faaliyet gösteren Shell Türkiye onlardan biri. Kurum, global markanın tam 40 yıldır lise ve üniversite seviyesindeki gençler için düzenlediği Eco-marathon yarışmasını 20 yıldır Türkiye’de gerçekleştiriyor. Bu yarışmada gençler, en az enerji kullanarak en çok yol kat edebilen arabalar üretiyorlar. Üstelik benzin yerine yenilikçi enerji (hidrojen, elektrik gibi) kullanarak dünya kaynaklarını koruyorlar. Tasarımından yarış pistinde kullanarak test etmeye kadar sürecin her aşamasını kendileri oluşturuyorlar. Yani her biri hem mühendis, hem tasarımcı, hem girişimci, hem yönetici hem de pilot olmayı öğreniyor desek yeridir.

“Bu yarışma benim kalbime en yakın olan projemiz. Her bir gencin ne gibi mucizeler yaratabileceğini görmek; özgüvenlerinin, ekip ruhlarının ve girişimciliklerinin bu süreçte nasıl geliştiğine şahit olmak beni çok heyecanlandırıyor” diyor 34 yıldır hayatını kuruma vakfetmiş olan Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem. Eco-marathon’un dünyanın en uzun soluklu öğrenci inovasyon yarışması olduğunu da özellikle vurguluyor.
Eco-marathon’un en etkileyici tarafı bence ilk adımından son adımına kadar her aşamasını gençlerin inşa etmesine olanak sağlaması. Önce alternatif bir enerji kaynağı buluyor, sonra arabayı en az enerji tüketerek en çok yol yapabilecek şekilde tasarlıyor, akabinde sponsor arayışına çıkıyorlar. Marka gençlerin girişimciliğini arttırmak amacıyla özellikle finansal destek vermiyor. Buldukları bütçeyi doğru şekilde yönetmeyi öğrenen gençler, bu süreçte ekip içinde işbölümü de yapıyorlar. Belki de en güzel tarafı; en başından en sonuna kadar yarışmaya katılan farklı şehirlerden gençlerin rakip olmalarına rağmen birbirleriyle sürekli bilgi alışverişinde olmaları, işbirliği yapmaları. Takıldıkları noktalarda çözüm bulmayı, bir engel olduğunda vazgeçmek yerine harekete geçmeyi, takımın parçası olmayı öğrenme- leri de cabası. Bana kalırsa en önemli katkısıysa şu: Gençler enerji verimliliğini ulaşımda sağlamayı öğrenince, eminim bu bilinci enerji tüketimlerinde her alanda hayata geçirecekler.
“Kullandıkları yenilikçi kaynaklar sayesinde tek bir araçta yüzde 10-15 civarında enerji tasarrufu sağlıyorlar. Bu bilincin yayılması Türkiye ekonomisi için nasıl muazzam bir katkı sağlar, siz düşünün. Enerji ithalatını azaltarak enerji bağımsızlığımızı sağlamaya yönelik ciddi bir katkı bu” diyor Ahmet Erdem.
Fırsat eşitliği
Türkiye’de fırsat eşitliği yaratması açısından da bu yarışma çok kıymetli. Hayatında kendi şehrinin dışına dahi hiç çıkmamış bir gencin, yarışmaya katılmak üzere başka bir ülkeye hatta kıtaya gitmesi projenin belki de en öne çıkan tarafı. Bu yıl haziranda Polonya’da yapılan yarışmaya 24 ülkeden 113 takım katılırken bunların 22’si Türkiye’den olmuş. 3 lise ve 14 üniversiteden toplam 234 öğrenci; yoktan var ettikleri arabaları yarış pistinde kullanırken farklı uluslardan akranlarıyla yarışma fırsatı bulmuşlar. İki üniversite takımımızsa ödül almış: Yıldız Teknik Üniversitesi ‘Otonom Şehir Konsepti Şampiyonluğu’nu kazanırken Çukurova Üniversitesi de ‘şehir içi elektrikli araç’ konseptinde 1kWh enerji tüketimiyle 252 km yol kat ederek 2’nci olmuş. Hem de ‘1.5 Adana’ isimli araçlarıyla. Bugüne kadar da 3 bini aşkın Türk öğrenci 2005’ten bu yana yarışmaya katılarak ilk 10’a girmeyi başarmış.
Dileyelim; başımıza böyle icat çıkaran gençler artsın. Zira her anlamda bağımsızlığımızı ancak bağımsız düşünen gençler sayesinde kazanabiliriz gördüğünüz gibi.
hurriyet