Dil Seçin

Turkish

Down Icon

Ülke Seçin

Turkey

Down Icon

Alaattin Çakıcı Kimdir, Nereli? MİT Bağlantısı, Son Durumu ve Tüm Hayatı

Alaattin Çakıcı Kimdir, Nereli? MİT Bağlantısı, Son Durumu ve Tüm Hayatı

Alaattin Çakıcı (d. 20 Ocak 1953, Trabzon), Türkiye'nin en tanınan organize suç örgütü liderlerinden biridir. 2025 yılı itibarıyla 72 yaşındadır. Trabzon'un Arsin ilçesine bağlı Fındıklı köyünde doğan Çakıcı, genç yaşta İstanbul'a gelerek yeraltı dünyasına adım atmıştır.

Onun hikayesi, sadece bir suç liderinin hayatı değil, aynı zamanda Türkiye'nin 40 yıllık karanlık tarihinde devlet, siyaset ve mafya arasındaki karmaşık ve çoğu zaman kanlı ilişkilerin de bir yansımasıdır.

"Son Kabadayı" olarak da anılan Çakıcı, pervasız eylemleri, uluslararası kaçakçılık ağları, MİT ile olan tartışmalı bağlantıları ve üst düzey siyasi figürlerle olan yakınlığı ile her zaman gündemin merkezinde kalmayı başarmıştır.

Hayatı, sayısız hapis cezası, filmleri aratmayan yurt dışı kaçışları ve kişiye özel olduğu iddia edilen infaz yasalarıyla şekillenmiştir. Bu nedenle "Alaattin Çakıcı kimdir?" sorusu, sadece bir biyografi değil, bir dönemin anatomisi anlamına gelmektedir.

Yeraltı Dünyasına Girişi ve "Baba" Oluşu Nasıl Gerçekleşti?

Alaattin Çakıcı'nın yeraltı dünyasındaki yükselişi 1970'li yılların sonlarındaki siyasi kaos ortamında başlar. Milliyetçi ve sağ görüşlü gruplar içinde yer alarak ilk adını duyurur.

Ancak asıl güçlenmesi, 1980'li yıllarda İstanbul'un suç merkezleri olan Gültepe, Kasımpaşa gibi semtlerde kendine yer edinmesiyle gerçekleşti. O dönemde, Türkiye'nin ilk "babalarından" sayılan ve aynı zamanda dayısı olan Dündar Kılıç'ın himayesinde hızla yükseldi.

Çakıcı, rakiplerine karşı gösterdiği acımasız tavır ve gözü pekliği ile kısa sürede kendi silahlı ekibini kurdu. Özellikle 1990'lı yıllar, onun hem mali hem de operasyonel olarak en güçlü olduğu dönemdi.

İddialara göre bu dönemde; çek-senet tahsilatı, ihaleye fesat karıştırma, haraç toplama, tefecilik ve uluslararası bağlantıları sayesinde yasa dışı ticaret gibi birçok alanda faaliyet göstererek büyük bir servet ve güç elde etti. Bu güç, onu devletin bazı birimleriyle de karşı karşıya getirecek, bazen de iş birliğine itecekti.

MİT ile Bağlantısı ve "MİT Raporu" Skandalı Nedir?

Alaattin Çakıcı'nın adını Türk siyasi tarihine yazdıran en önemli olay, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile olan bağlantısı iddialarıdır.

Bu iddialar, özellikle 1996 yılında patlak veren Susurluk Kazası sonrası hazırlanan ve dönemin ünlü gazetecileri tarafından basına sızdırılan ikinci "MİT Raporu" ile somutlaştı. Bu rapor, devlet-siyaset-mafya üçgeninin en net fotoğrafı olarak kabul edilir.

Raporda, dönemin MİT yöneticilerinden Mehmet Eymür'e atıfla, Çakıcı'nın 1980'li yıllarda ASALA gibi Ermeni terör örgütlerine karşı yurt dışında düzenlenen bazı gizli operasyonlarda MİT tarafından "kullanıldığı" öne sürülüyordu.

Bu iddiaya göre, devletin bazı birimleri, yurt dışındaki "kirli işleri" ve infazları için Çakıcı gibi figürlerle iş birliği yapmıştı. Çakıcı'nın kendisi de zaman zaman yaptığı açıklamalarda "Benim devletime mermim geri dönmez" gibi ifadelerle "devlet için çalıştığını" ima ederek bu iddiaları güçlendirmiştir. Peki bu durum, sadece bir iddiadan mı ibaretti, yoksa derin bir gerçeğin yansıması mı? Bu soru, yıllardır cevapsız kalmıştır.

Uğur Kılıç Cinayeti Davası Neden Önemliydi?

Alaattin Çakıcı'nın kişisel hayatındaki en trajik ve kamuoyunda en çok yankı uyandıran olay, eski eşi ve "babaların babası" Dündar Kılıç'ın kızı olan Uğur Kılıç'ın 20 Ocak 1995'te öldürülmesidir.

Uğur Kılıç, Bursa Uludağ'da kiralık katil olduğu iddia edilen Burhanettin Türkeş tarafından, o dönemdeki küçük oğlunun gözü önünde vurularak vahşice öldürülmüştür.

Cinayetin azmettiricisi olarak Alaattin Çakıcı suçlanmış ve bu dava yıllarca sürmüştür. İddialara göre Çakıcı, eski eşinin başka kişilerle ilişkisi olduğu ve kendisine ihanet ettiği gerekçesiyle bu emri vermiştir.

Çakıcı bu suçlamayı hiçbir zaman kabul etmese de, cinayeti işleyen tetikçinin kendisiyle bağlantılı olması nedeniyle uzun yıllar bu davadan yargılandı ve hapis cezası aldı. Bu olay, Çakıcı'nın "kadına ve aileye şiddet" ile de anılmasına neden olmuş ve kamuoyundaki "kabadayı" imajını derinden sarsmıştır.

Devlet Bahçeli ile İlişkisi ve Siyasi Etkisi Nedir?

Alaattin Çakıcı'nın siyasetle olan en belirgin ve en çok tartışılan ilişkisi, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile olan "dava arkadaşlığıdır".

Devlet Bahçeli, uzun yıllar boyunca birçok kez kamuoyu önünde Çakıcı'ya açıkça sahip çıkmış, onu bir "vatansever" ve "ülküdaşı" olarak tanımlamış ve serbest bırakılması için çağrılarda bulunmuştur.

Bahçeli'nin "Dava arkadaşım Alaattin Çakıcı'ya ve diğer bütün dava arkadaşlarımıza özgürlük diliyorum" sözleri siyasi tarihe geçmiştir.

Bu siyasi destek, 2020 yılında çıkarılan infaz düzenlemesinde kilit bir rol oynamıştır. Kamuoyunda "Çakıcı Yasası" olarak da bilinen bu düzenleme sayesinde, birçok suçtan on yıllarca hapis cezası almış olan Çakıcı, cezasının bir kısmını yattıktan sonra tahliye edilmiştir.

Bu durum, siyasetin yargı üzerindeki etkisi ve "kişiye özel af" tartışmalarını alevlendirmiş, Çakıcı'nın siyasi bir koruma kalkanına sahip olduğu algısını güçlendirmiştir. Onun asıl gücü silahları mıydı, yoksa devlet içindeki bu derin bağlantıları mı? Bu, hala en çok tartışılan konudur.

16 Nisan 2020'de Sincan Cezaevi'nden tahliye olan Alaattin Çakıcı, hayatına daha çok Bodrum, Muğla'daki lüks bir villada devam etmektedir. Tahliyesi sonrası kamuoyuna yansıyan görüntülerde, sık sık farklı şehirlerde çeşitli siyasi figürleri, iş insanlarını ve "dostlarını" ziyaret ettiği görülmektedir. Sağlık sorunları nedeniyle sık sık hastaneye gittiği de bilinmektedir.

Artık aktif olarak yasa dışı faaliyetlerin içinde olmasa da, ismi ve geçmişiyle yeraltı dünyası üzerinde sembolik bir otoriteye sahip olduğu kabul edilmektedir. Sosyal medya üzerinden danışmanları aracılığıyla yaptığı açıklamalarla gündeme dair yorumlarda bulunarak etkisini ve varlığını sürdürmeye çalışmaktadır.

Alaattin Çakıcı Zaman Tüneli
Yıl Önemli Olay
1953 Trabzon, Arsin'de doğdu.
1980'ler Yeraltı dünyasında yükselişe geçti.
1995 Eski eşi Uğur Kılıç öldürüldü, azmettirici olarak suçlandı.
1998 Fransa'da sahte pasaportla yakalandı ve Türkiye'ye iade edildi.
2004 Avusturya'da yakalandı.
2020 İnfaz düzenlemesiyle cezaevinden tahliye oldu.
Tele1

Tele1

Benzer Haberler

Tüm Haberler
Animated ArrowAnimated ArrowAnimated Arrow